2012-13


Yarım puan ile kaçan şampiyonluk Fenerbahçe Taraftarının bugüne kadar yaşadığı trajedilere bir yenisini daha eklemişti, biten sezonun tesellisi ise uzun bir aradan sonra gelen Türkiye Kupası zaferi ve 2012-13 sezonu formalarının göğsünde yer almaya devam edecek olan Türk Bayrağı idi.
Yeni formalar sıcak bir yaz akşamında stadın Fenerium tribünü tarafındaki balkon kısmında tanıtılacaktı. Heyecanla bekleyen ve tanıtımı yerinde izleyecek şanslılardan biri olarak yerimi ben de almıştım. Tanıtılacak 3 forma için de çok güzel animasyonlar hazırlanmış stadın duvarlarına yansıtılıyordu.  Bir yandan da futbolcular ve mankenler podyumda formalarımızı sergilemekteydi.
Çubuklu sahnede ilk göründüğünde heralde herkesin aklında aynı soru işareti vardı: ‘’Bu forma geçen seneki formanın aynısı değil mi?’’ Çubukların adedi ve kalınlığı, kolların düz lacivert olması ilk bakışta bu etkiyi yaratıyordu ama gerçekler detayda gizliydi. Bir önceki sezon çubuklarda da geçişli renkler kullanılmıştı ama bu sezon farklı olarak renk geçişi formanın altından üstüne doğru, maviden laciverte şeklinde idi. Ortadaki çubuğun iki kenarında birer ince şerit sağlamlığı temsil ediyordu. Göğüs bölgesinde ise çubuklara denk gelen kısımlarda, üzerinden güneş yükselen bir Türkiye haritası görünmekteydi.
İçerdiği anlam bakımından kimse bir şey diyemez bu formaya belki ama işin bir de görsellik yanı var. Çubuklu formanın bu kadar renkli, karmaşık ve desenli olması ben de dahil birçok taraftarı rahatsız etmişti. Belki de en son 100. yılımızda gördüğümüz tarzda bir Gerçek Çubuklu’ya hasret kaldığımız içindir.
Ne olursa olsun Çubuklu her zamanki gibi en çok giyilen forma olmaya bu sezonda da devam etti ve uğurunu sürdürdü. Öyle ki Türkiye Kupası’ndaki tüm maçlarda giyildi ve zaferi de beraberinde getirdi. Satışa çıktığında ve ligin ilk haftalarında sırt kısmı da çubukluydu formanın. Ancak federasyonun isim-numara basılacak zeminin düz ve koyu renk olması yönündeki uygulaması sonrası ligde forma sırtı lacivert oldu ve üzerine beyaz isim-numara basılmaya başlandı. Avrupa kupalarında ise yüne düz zemin olması gerekliydi ancak bu sefer zemin sarı numaralar ise lacivertti. Yani bir sezon için 3 farklı çubuklu görmüş olduk da denebilir.
Beyaz forma ise güzel bir tasarıma sahipti ve omuza yakın bölgeye işlenmiş logo şık bir görüntü kazandırıyordu. Giyildiği 12 resmi maçta sadece 2 mağlubiyet alınması formaya ayrı bir önem katmıştı. İlginçtir, belki de tarihimizde ilk defa beyaz forma lacivert şort ve konç ile kombine edildi bu sezon. 1-0 galip geldiğimiz Bate Borisov maçında rakibin sarı formasına karşılık Gölge Kanarya ya da lacivert şortlu Çubuklu beklerken bu kombinasyonu görmek herkesi şaşırttı ama alınan tepkiler son derece olumlu oldu.
Hiç kuşku yok ki sezonun en dikkat çekici forması, antrasit ve planet mavinin bir araya geldiği çubuklu tasarıma sahip ve bu çubukların arasından bize bakan çatık kaşlı bir kanarya silüeti bulunan Gölge Kanarya formaydı. Renk seçimleri, içerdiği tema ve bu temanın uygulanışı ile oldukça başarılı bir alternatif forma olmaya adaydı. Ancak çok da böyle olmadı. Sezon boyunca yapılan toplam 63 resmi maçın sadece 5’inde giyilen bu forma ile sadece 1 galibiyet alınabildi. Bu da formanın çok fazla tercih edilmemesinin en büyük etkenlerinden gibiydi. Özellikle siyahi oyuncularımıza daha çok yakıştığını düşündüğüm bu formanın daha fazla tercih edilmiş olmasını isterdim.

2011-12


Her sezon heyecanla aylar öncesinden çıkacak formalar beklenir, forumlarda, gazetelerde dedikodular dolaşır ve tabiki amatör tasarımlar yapılırdı. Ancak bu sezon pek de öyle olmadı, olamadı. Çünkü 3 Temmuz sabahı uyandığımızda yaşadığımız şok bize çok daha farklı ve üzüntü verici heyecanlar yaşatmıştı. 

Başkanımız, yöneticilerimiz tutuklanmış, anamızın ak sütü gibi helal şampiyonluğumuza leke sürülmeye çalışılmıştı. Böyle bir ortamda da her sene yapıldığı gibi mankenlerin katıldığı şenlikli forma tanıtım defilelerinden yapılmasını beklemek doğru olmazdı. Bir antreman sonrası sessiz sedasız futbolcularımız tarafından giyilmiş formalarımızın resimleri çekildi, internet sitemizden yayınlandı. 

Yine 4 farklı tasarım yapılmışdı yeni sezon için. Şampiyonluk kazanılan her sezonun sonrasında olduğu gibi bu seneki formalarımızda da Bayrağımız yerini alıyordu. Çubukluda oldukça ilginç bir değişikliğe gidildi bu sezon. Sarı zemin üzerindeki 3 adet kalın lacivert çubuk geçişli bir şekilde sarı ile kaynaşıyor, orta kısımları ise açıklaşarak maviye yakın bir renge dönüşüyordu. Yıllar öncesinde kullanılan retro lacivert tonu ile bugün kullandığımız koyu laciverti bir araya getiren bu tasarım yenilikçi ama güzel bir tasarım hamlesiydi. Formanın geneli ise balık sırtı deseni ile donatılmaktaydı.


Öndeki Avea reklamı ve sırt numaraları için çubuklar bu sene de geçen seneki gibi kesilmiyordu. En önemli değişiklik ise 6 sezondur kullanılan yazı ve numara fontlarının nihayet değiştirilmiş olmasıydı. Yeni yazı karakterlerimiz daha yuvarlak hatlara sahip olarak seçilmişti ve özellikle çubuklu üzerindeki uygulaması güzel bir görüntü ortaya çıkarıyordu.


Dış saha maçlarımız için oldukça marjinal bir dizayn çıktı karşımıza. Haftalar öncesi ortalarda dolaşan dedikodular Arjantin milli takımı formasına benzer bir tasarım olduğunu işaret ediyordu ve formaların tanıtımı ile bunun doğru olduğunu da görmüş olduk. Açıkçası bu formaya gözlerin alışması baya zor oldu. Fakat zamanla detaylara daha da hakim olmaya başladıkça formanın güzelliği ve şıklığı göze çarpmaya başlıyordu. 

Çubuklardaki renk geçişleri ve ortadaki çubuğun diğerleri ile ters yönde renk değiştiriyor olması ilginç bir uyum ortaya çıkarıyordu. Göğüs kısmında, ortaya işlenmiş büyük bir yıldız, formaya da ismini veriyordu. ''Tek Yıldız Forma''. Formaya temel olarak açık mavi ve beyaz renkler hakim, Adidas logosu, Avea reklamı ve sırt numaraları gibi detaylar ise parlak altın yaldızlarla işlenmişti. Altın rengi içine girdiği tüm tasarımları güzelleştiriyor heralde...

Bu formalar tanıtım resimlerinde açık mavi şort ve çorap ile de giyilirken görünse de sezon içerisinde hep beyaz şort ve çorap ile giyildi. 



 
Şahsi fikrim, Sarı Kanarya isek sarı formamız da olmalı. Tarih boyunca sarı formayı hep giymiş bir takımın her sene alternatif olarak sarı bir forma üretmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu sezonki sarı forma gayet sade lacivert detaylar ile desenlendirilmişti. Tabiki çok fazla maçta giyilmedi ama kolleksiyondaki varlığı bile yeterli. 


4 formalı sezonlarda bir tanesi hep üvey evlat olur. Ya tasarımı çok iyi olmamıştır ya da giyildiği maçta kaybedildiği için uğursuz ilan edilmiştir. Bu sezon çıkan Zırh forma da bu üvey evlat ünvanını kazanıyordu. Açıkçası benim nasıl beğenilip de kolleksiyona eklendiğine pek anlam veremediğim bir forma oldu. Gövde kısmı şovalye zırhlarını andırır bir renge ve dokumaya sahipti. Üzerine de altın rengi yakışmaktaydı ancak bej rengi kollar, lacivert detaylar ve şort-çorap kombinasyonu formanın ahengini bozuyordu. Belki de Avrupa'nın önde gelen takımlarının 2 en fazla 3 çeşit forma ile boy göstermelerinin bir sebebi vardır...


Bu sezon saha içerisinde futbolcularımız, tribünde, sokaklarda, adliyelerde ise taraftarlarımız tarafından terletilen bu formalar içindekiler ile birlikte tarihe geçmiştir. Onlar da bu camia gibi haksızlığa boyun eğmemenin, zulme ve adaletsizliğe direnişin sembolleri olmuşlardır...